Prof.Dr. Kaan AYDOS
Varikosel, tüm erkeklerin yaklaşık beşte birinde görülmesine rağmen, bunların sadece üçte birinde çocuk olması bakımından sorun oluşturur. Dolayısıyla, her varikoselin tedavi edilmesi de gerekmez. Tedavi edilmesi gereken varikoseller; klinik muayenede bulunan ve aynı zamanda sperm değerlerinde bozulmaya neden olan olgulardır. Bazı özel durumlar dışında Doppler ultrasonun varikosel tanısında katkısı olmaz.
Varikosel, testislerden kirli kanı drene eden damarların bir hastalığıdır. Bu damarlarda genişleme olur ve kanın geriye kaçmasını önleyen kapakçıkları etkisiz hale gelir. Neticede kirli kan testisten uzaklaştırılamayarak geri kaçar ve testislerde birikerek sperm üretimini bozar. Varikoselde sperm üretiminin bozulmasının 3 nedeni vardır:
1) Kirli kan içindeki toksik metabolitler
2) Geride biriken kanın yaptığı ısı artımı
3) Geri kaçan kanın testislerde kan dolaşımını ve neticede beslenmesini bozması
Tedavide ise genişlemiş damarlar bağlanarak iptal edilir. Testisteki kirli kanın drenajı ise diğer yollarla devam eder. Burada mikrocerrahi teknik uygulanırsa, en küçük damarlar bile bağlanacağı için nüks oranları düşer. Ayrıca, testisin sinir ve lenf kanalları ile arteri de korunacağı için ameliyattan sonra istenmeyen bir yan etkinin ortaya çıkması söz konusu olmaz.
Varikoselden sonra hastaların üçte birinde sperm değerleri düzelerek doğal yolla da çocuk sahibi olunabilir. Ama sperm değerleri düşük olan erkelerde ya da eşinde ileri yaş veya yumurtlama yetmezliği gibi gecikilmemesi gereken durumlarda doğal yolla çocuk olmasını beklemek sıkıntı yaratabilir. Böyle durumlarda varikoseli tedavi etmeden doğrudan tüp bebeğe geçilmesi mi yoksa önce varikosel tedavi edilip, arkasından tüp bebek yapılması mı sorusu karşımıza çıkmakta.
İşte bu nedenle biz kendi hastalarımızdan aldığımız sonuçları değerlendirdik. 2013 yılında International Urology and Nephrology dergisinde de yayınlanan bu yazımız, soruna açıklık kazandırması bakımından dikkat çekmekte (1).
Bu çalışmamızda, muayene ile varikosel bulunan 168 erkekte varikosel ameliyatı yapıldıktan sonra tüp bebeğe geçildi. Bunlardan elde edilen sonuçlar daha sonra varikoseli olan ama ameliyat yapılmadan tüp bebeğe alınan 138 erkeğin sonuçları ile karşılaştırıldı.
Neticede görüldü ki, varikoseli tedavi edilen olgularda sperm sayısı ve hareketinde anlamlı bir artış vardı. Tüp bebek sonuçlarına bakıldığında ise daha çarpıcı sonuçlar ortaya çıktığı görüldü. Varikosel ameliyat edildikten sonra tüp bebeğe alınan çiftlerde gebelik görülmesi, ameliyat olmadan tüp bebek yapılanlardan anlamlı derecede yüksekti (%62’ye karşı %47). Gebe kalanlar doğum yapana kadar takip edildiler ve sağlıklı bir doğum gerçekleştirme oranları da ameliyat olanlarda daha yüksekti (%47’ye karşı %29). İstatistiksel bir değerlendirme yapıldığında, varikoseli olan erkelerde önce ameliyat edilip arkasından tüp bebeğe geçilirse, bunlarda gebelik ve sağlıklı doğum oranlarının iki kat arttığı anlaşıldı (OR
2.02, 95 % CI 1.25–3.87; p = 0.03 ve OR 2.12, 95 % CI 1.26–3.97; p = 0.026).
Varikosel ameliyatı iki bakımdan tüp bebeğin başarısını artırmış olabilir. Birincisi, varikoselin neden olduğu sperm DNA hasarlarını azaltarak, ikincisi ise sperm sayı ve canlılığını artırıp, mikroenjeksiyon sırasında daha kaliteli sperm seçmeyi sağlayarak. Gerçekten de, Hollanda’dan bir grup araştırıcı varikosel tedavi edildikten sonra sperm DNA hasarlarının anlamlı derecede azaldığını ve bunların üçte birinden fazlasının doğal yolla, %24’ünün ise tüp bebekle gebe kaldıklarını bildirmişlerdir. Oysa tedavi edilmeyenlerde bu oranlar ciddi derecede düşüktü (2).
Bizim sonuçlarımıza benzer sonuçlar, diğer ülkelerden de bildirilmiştir. Bir çalışmada varikosel ameliyatı olup tüp bebeğe alınan olguların %46’sı sağlıklı doğumla sonuçlanırken, tedavi olmayanlarda bu oran %31’de kalmıştı (3). Tabii ki her olguda bu şekilde başarılı sonuç alınması beklenmez. Çünkü infertilitenin çok sayıda nedeni olabilir. Çoğunu günümüz gelişmiş teknolojisiyle bile ortaya çıkaramıyoruz. Kaldı ki, her tüp bebekten önce mutlaka varikoselin tedavi edilmesi, kanıtlanmış bir durum değildir. Yine de kendi sonuçlarımıza baktığımızda, diğer hastanelerin sonuçlarını da göz önüne aldığımızda, tüp bebeğe girmeden önce erkeğin varikoselinin değerlendirilmesinin ve eğer varikoseli varsa, sperm değerleri de bozulmuşsa önce ameliyat yapılması, arkasından tüp bebeğe geçilmesi önerilebilir.