Tahlillerde bazen sperm sayısı çok az gelebilir. Şayet bunların hareketi de bozuksa, o zaman doğal yolla gebelik şansı düşük olacaktır. Bu olgular tüp bebek adayı olarak kabul edilebilir. Gerçekten de tüp bebek, sperm değerleri doğal yolla gebelik olmasına yetmeyecek erkekler için çok büyük bir umut kaynağı olmuştur. Öyle ya, en azından çiftlerin yarısının yüzünü güldürmekte. Ancak çok az sayıda sperm çıkan erkeklerde durum biraz farklı seyretmekte. Özellikle ilk bakışta sperm görülmeyen ama detaylı incelenince bir kaç tane hücre olduğu anlaşılan erkekler için bu daha da önem kazanır. Çoğu çalışma, bu durumda testislerden alınacak spermlerle tüp bebek yapılırsa gebelik başarısının artacağını göstermiştir.
Yakın tarihli bir araştırma sonuçları da bunu destekler nitelikte oldu. 761 tüp bebek girişiminin sonuçları değerlendirildiğinde, özellikle sperm kalitesinin düşük olduğu olgularda TESE ile ya da iğne aspirasyonu yoluyla testisten alınacak spermlerin gerek döllenme gerekse gebelik sonuçlarının, doğal şekilde ejakulatla çıkanlarınkinden daha iyi seyrettiği görüldü. Pekiyi, neden testis spermi daha başarılı olmakta?
Sperm yapımı testislerde gerçekleşir ve hayat boyu devam eder. Yaklaşık olarak her 3 ayda bir tekrarlanan döngülerle kök hücrelerden yeni spermler üretilir. Normalde her gün 30 milyon civarında sperm gelişir. Bunlar testisten çıktıktan sonra epididim dediğimiz bir kanaldan geçer. Yaklaşık 5 metre uzunluğundaki epididim kanalı, spermlerin olgunlaşması için çok önemli bir duraktır. O nedenle de ejakulatta çıkan spermler epididimden geçip olgunlaşma sürecini tamamlamış olacaklarından, üreme başarılarının da daha fazla olması beklenir. Normalde bu doğrudur. Ama şayet sperm üretiminde bir sorun var ve bu nedenle kalitesi bozulmuşsa, bunlar epididimden geçse bile kendi başlarına yumurtaya girip de doğal yolla gebeliği başaramazlar. Oysa testisten alıp yumurtanın içine biz koyarsak, o zaman döllenme olur ve doğuma kadar da ilerleyebilir. Çünkü menide çıkan bir kaç sperm yerine, testisten alınacak çok sayıdaki sperm arasından en sağlıklı olanını seçmenin şansı daha fazladır.
Diğer yandan, testiste yapıldıktan sonra spermler dışarı atılana kadar yaklaşık 10 gün beklerler. Bu sırada dış ortamdan gelecek bir takım zararlı etkenler kolaylıkla spermin genetik malzemesine hasar verebilir. Sperm DNA hasarlarının büyük kısmı bu şekilde ortaya çıkmakta olup spermin gebelik başarısını ciddi ölçüde azaltmaktadır. O nedenle, daha bu hasarlardan etkilenecek bir yolculuğa çıkmadan önce spermlerin testisten alınması tüp bebeğin de tutma olasılığını artıracaktır. Gerçekten de yapılan çalışmalar, testis spermlerinde DNA hasarlarının menide çıkanlardakine göre çok daha düşük olduğunu ortaya koydu. Ancak şunu da hemen belirtmekte fayda var; şayet ejakulatta çıkan spermlerde böyle bir hasarlanma yoksa, testisten almanın da bir faydası olmaz. Ancak DNA hasarı ölçümlerinin güvenilir bir sonuç verebilmesi için test edilen sperm sayısının fazla olması gerekir. Çok az sayıda sperm çıkıyorsa, bunlarda DNA hasar testleri yapılamayacağından doğrudan testisten alarak tüp bebeğe devam etmek uygun olacaktır.
Netice olarak, bazı özel durumlarda tüp bebek sırasında testisten alınacak spermlerin gebelik şansı daha fazla olur. Özellikle sperm sayısının çok düşük olduğu “kriptozoospermi” dediğimiz olgular için bu daha doğrudur. Tabii ki kısırlık şüphesiyle tedavi arayışına giren bütün erkekler için bunu genellemek doğru olmaz. Her erkekte spermler aynı şekilde etkilenmez, farklı tablo sergileyebilir. O nedenle tedavi planı yapılırken çiftleri kendi durumlarını göz önüne alarak değerlendirmek daha doğru olur.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/ sayfasında yayınlandı