Testislerde sperm üretiminin olmadığı azoospermi olgularında ya da tahlillerinde sadece nadir sayıda sperm çıkan hastalarda ilaç tedavisi ile menide de kaliteli sperm çıkışının başlayabileceği bildirildi. İtalya’dan Giorgio Cavallini ve ekibinin 46 hastadan aldıkları sonuçlar, testiste daha önce hiç sperm bulunamayan erkeklerde bile tedavi ile doğal yoldan sperm çıkabileceğini göstermesi bakımından umut vermekte (Cavallini 2013). Araştırıcılar, bu tedaviden fayda görecek hastalarda hormonlar arasındaki dengenin bozulmuş olması gerektiğini belirtmekteler. Çalışmanın çift-kör, plasebo kontrollü ve randomize olarak yapılması, bilimsel değerini ve bulguların güvenilirliğini artırmakta.
Burada iki grup hasta incelenmiş. Bir grup hastada meni tahlillerinde hiç sperm hücresi çıkmamış ve iğne ile testiste sperm aranmasına (TFNA) rağmen ölü ya da canlı hiç sperm bulunamamış. Dolayısıyla bu hastalar, testiste sperm bulunamamış azoosprmili erkeklerdi.
Çalışmadaki diğer grubu ise, normal tahlillerde hiç sperm görülmeyen, ancak santrifüj ile detaylı bir analiz yapıldığında binden az sperm hücresinin saptanabildiği ileri derecede az sperm çıkaran infertil erkekler oluşturmuş.
Hastaların ortak özellikleri ise, kan tahlillerinde testosteron ile estradiol arasındaki oranın 10’dan az olmasıydı. Çünkü böyle olgularda sperm üretimindeki bozulmanın bir nedeninin de hormonlar arasındaki denge bozukluğu olduğu daha önceden gösterilmişti. Eğer bu denge bozukluğu düzeltilirse, sperm üretimi de başlayabilmekte.
Her iki grup hastalara Letrozole adlı aromataz inhibitörü ilaç başlanmış. Bu grup ilaçlar, vücuttaki yağ dokusunda testosteronu estradiole çeviren aromataz enzimini bloke ederek etki gösterir. Böylece hormonlar arasındaki bozulmuş denge, testosteron lehine düzelmiş olur.
Tedavi sırasında olguların hepsinde de 3. ayda normal tahlillerinde canlı, olgun sperm çıkışının başladığı görülmüş. 6 aya kadar takip edildiklerinde sperm çıkışının yeterli düzeyde sürdüğü ortaya konmuş. Tahlillerde sperm sayısı 2 milyona kadar artmış ve hareket düzeyleri ise %15’e kadar yükselmiş.
Özellikle daha önce testislerinde sperm aranmasına rağmen hiç sperm bulunamayan hastaların hepsinde de normal yolla sperm çıkışının başlamış olması dikkat çekici. Çünkü testislerde sperm yapımının hiç olmadığı erkeklerde tek tedavi seçeneği olarak TESE ameliyatı görülmekte. Oysa bu araştırmada testiste sperm çıkmasa da menide sperm çıkabileceği görülmekte!
Benzer şekilde, çocuğu olmayan erkeklerin en sıkıntılı bir grubunu oluşturan, meni tahlillerinde çok az sayıda sperm çıkaran erkeklerde de tedaviyi takiben 3. ayda sperm sayısı artmıştı. Üstelik sadece sperm sayısı değil, spermlerin canlılığı da düzelmekteydi.
Testosteron/estradiol oranı ne kadar düşükse, Letrozole tedavisinden sonra sperm çıkışı da o kadar artmaktaydı. Bu ilacın sperm üretimini artırmasının nedeni, kanda testosteron ve FSH’yı yükselterek, estradiolü düşürmesine bağlanmakta. Netice olarak araştırıcılar, eğer testosteron/estradiol oranı 10’un altındaysa, bu grup ilaç tedavisi ile sperm sayısının artıp, azoosperminin düzeleceğini savunmaktalar.
Bu ilacın faydası, başka ülkelerde yapılan tedavilerde de gösterilmiştir. Örneğin Amerika’da Cornell Üniversitesinde yapılan uygulamalarda, testosteron/estradiol oranı düşükse, aromataz inhibitörü bu grup ilaçların verilmesiyle sperm sayısının anlamlı ölçüde arttığı gösterilmiştir (Raman 2002). Benzer şekilde Kanada’da Toronto Üniversitesinde yapılan tedavide de testiste sperm bulunmasa bile Letrozole kullanımını takiben TESE yapıldığında sperm bulunabileceği gösterilmiştir (Patry 2009). Yunanistan Atina Üniversitesinde de aromataz inhibitörü ilaçlar verilerek infertil hastalar tedai edilmiş ve neticede sperm sayılarının anlamlı derecede arttığı gösterilmiştir (Gregoriou 2012). Türkiye’den de bu şekilde ilaçların kullanılması ile sperm sayısının artacağı yönünde sonuçlar bildirilmiştir (Saylam 2011).
Letrozole ve benzeri diğer ilaçlar kullanılırken ciddi ve kalıcı bir yan etki ortaya çıkmamakta. Aslında bunlar kadınlarda meme kanseri tedavisinde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Erkeklerde sperm artışına yaradıkları ise daha yakın tarihlerde anlaşıldı.
Her ne kadar sperm sayısı artmaktaysa da, bunun derecesi hastadan hastaya değişmekte. Bunun nedeni ise, sperm üretiminde rol oynayan enzimlerde kişisel farklılıkların olmasıdır. Dolayısıyla tüm olgularda sayının mükemmel biçimde artması beklenmemeli. Sperm çıkışının daha az olduğu olgularda tüp bebek yapılabilir. Eğer böyle bir tedavi uygulanmasa ameliyatla testilerden sperm alınacakken, tedaviden sonra menide spermin çıkmaya başlaması, bir ameliyat zahmetini de ortadan kaldırmış olmakta.
Netice olarak, eğer testislerde sperm bulunamamış ve testosteron/estradiol oranı da <10 ise, böyle erkeklerde 3-6 ay aromataz inhibitörü ilaçların kullanılması ile menide sperm çıkışı sağlanabilir. Benzer şekilde, çok az sayıda sperm çıkaran erkeklerde de bu ilaçlar sperm sayısını belirgin artırabilirler. Dolayısıyla, TESE yapılmış ve sperm bulunamamış olsa da, tedavi ile menide bile sperm çıkışının sağlanabileceği kabul edilmeli. Olmazsa ikinci bir TESE ameliyatı ile testislerden sperm elde edilebilir.
Kaynaklar
Cavallini G, Biagiotti G, Bolzon E. Multivariate analysis to predict letrozole efficacy in improving sperm count of non-obstructive azoospermic and cryptozoospermic patients: a pilot study. Asian J Androl. 2013 Nov;15(6):806-11.
Raman JD, Schlegel PN. Aromatase inhibitors for male infertility. J Urol. 2002 Feb;167(2 Pt 1):624-9.
Patry G, Jarvi K, Grober ED, Lo KC. Use of the aromatase inhibitor letrozole to treat male infertility. Fertil Steril. 2009 Aug;92(2):829.
Gregoriou O, Bakas P, Grigoriadis C, Creatsa M, Hassiakos D, Creatsas G. Changes in hormonal profile and seminal parameters with use of aromatase inhibitors in management of infertile men with low testosterone to estradiol ratios. Fertil Steril. 2012 Jul;98(1):48-51.
Saylam B, Efesoy O, Cayan S. The effect of aromatase inhibitor letrozole on body mass index, serum hormones, and sperm parameters in infertile men. Fertil Steril. 2011 Feb;95(2):809-11.
http://www.clipartpanda.com/
Hazırlayan
Prof.Dr. Kaan Aydos