Kısırlık nedeniyle incelenen her 10 erkekten birinde azospermi bulunmakta. Azospermi demek, tahlillerinde ölü ya da canlı hiç sperm hücresi bulunmaması anlamına gelir. Oysa bu olguların yarıya yakınında, mikroTESE yapıldığında testislerinde olgun ve canlı sperm hücresi bulunarak tüp bebek yapılabilmekte. Ancak geriye kalan olgularda ne yazık ki sperm çıkmadığı için tüp bebek iptal edilmektedir. Tüp bebeğin kadın açısından riskleri ve maliyeti göz önüne alındığında, iptal edilen denemenin çiftler üzerindeki olumsuz etkisi büyük olmakta. Bunu önlemenin bir yolu, tüp bebekten önce erkeğin testislerinde sperm aranması, bulunursa saklanıp daha sonra eşi hazırlanarak tüp bebeğe geçilmesidir. Bunun dışında, tümör nedeniyle testisi çıkarılacak erkeklerde ya da embriyo transferi öncesi tedavisi gereken kadınlarda da sperm saklanması söz konusu olmakta. Sperm saklanması dondurularak yapılır. Günümüzde oldukça güvenilir ve başarılı saklama teknikleri geliştirilmiştir. Uzun süreli saklamaya dayanabilmeleri için hücreler canlı kalmalarını sağlayacak özel koruma solüsyonları içerisinde tutulur. Ancak çiftlerin en büyük endişesi, spermin dondurulmasının daha sonra kalitesini bozup bozmayacağı konusudur.
Genel olarak değerlendirildiğinde sonuçlar, dondurularak saklanmış spermlerle yapılan tüp bebek denemelerinde elde edilen gebelik oranlarının, taze spermlerle elde edilenlerden farklı olmadığı yönündedir. Geçtiğimiz sene Andrologia dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, TESE ile elde edilen taze spermler kullanılarak tüp bebek yapıldıktan sonra artan spermler saklanıp, daha sonra aynı çiftlerde bu sefer saklanan spermler ile ikinci kez tüp bebek yapıldığında gebelik başarısının, taze spermlerle yapılan ilk denemeden farklı olmadığı hatta daha üstün olduğu görülmekte. Aynı çalışmada, dondurulup çözülen spermlerin kullanıldığı durumlarda düşük riskinde de daha az olduğu bildirilmekte. Ancak burada, spermlerin saklandığı süre içerisinde eşinin tedavi görmesi de gebelik başarısının artmasında etken olabilir. Bunun yanı sıra, 2018 yılında binden fazla tüp bebek denemesini kapsayan 17 merkeze ait sonuçlar değerlendirildiğinde, yine taze ya da dondurulup-çözülen spermlerle yapılan tüp bebek denemelerinde başarı oranlarının değişmediği ortaya kondu.
Spermler dış ortama ait çevresel şartlardan çok kolay etkilenebilirler. Özellikle spermin membran yapısı doymamış yağ asitlerinden zengin olduğu için oksidatif stres yaratan koşullarda kalitesi de önemli derecede bozulmakta. Bu nedenle dondurup-çözme işlemleri çok sıkı kontrol altında ve dikkatli şekilde yapılmalı. Şayet kuralına uygun yapılırsa, yıllarca kalitesi bozulmadan kalabilir. Gerçekten de, 15 yıla kadar saklanan spermlerin canlılığında herhangi bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir. Ancak çok az sayıda ya da düşük volümde örnek saklanması durumunda, çözme işlemini takiben sperm eldesi sorun olabilir. Bu risk, daha hassas ve kompleks tekniklerin kullanılması ile azaltılabilir.
Üreme potansiyelinin korunmasında sperm ya da testis dokusunun dondurulup saklanması, tekniğine göre uygun koşullarda yapılırsa, güvenilir ve etkin bir yöntemdir. Ancak etik ve yasal kurallara sıkı biçimde uyulması başta gelen en önemli husustur.
Bu yazı https://www.fanatik.com.tr sayfasında yayınlandı
Resim: https://openclipart.org