Sağlıklı bir gebeliğin olabilmesi için, önce spermin yumurta içine girmesi ve döllenmeyi başlatması gerekir. Spermin yumurtaya girebilmesi ise 2 önemli fonksiyonu yerine getirebilmesine bağlıdır; güçlü kuyruk hareketi ve akrozom dediğimiz kesenin açılarak içinden yumurtanın zarlarını delecek olan enzimlerin açığa çıkması. Her iki fonksiyon da ancak yeterli enerjisi varsa gerçekleşebilir, aksi takdirde sperm yumurtaya giremez, girse de döllenmeyi başlatamaz.
Spermin enerjisi için yakıt kaynaklarından biri de L-Karnitin’dir. L-Karnitin daha çok et, kümes hayvanları, balık ve sütte bulunur. Bir miktarı vücutta da yapılmakla birlikte dışarıdan alınmasına büyük oranda ihtiyaç duyulur. L-Karnitin vücuda girince en çok epididim bezinde yerleşir. Burası, spermin testisten çıkıp yumurtaya doğru ilerlemeye başlarken tüm gereksinimlerini karşıladığı bir konak yeridir. Sperm yaklaşık 10 gününü burada geçirir. İhtiyaçlarını temin ettikten sonra da yola koyulur. Bu sırada L-Karnitin ihtiyacını da gidermesi gerekir. L-Karnitin, epididimdeki acyl dediğimiz yakıt malzemelerini spermin mitokondrisi içine taşıyan bir kargo vazifesi görür. Mitokondri içinde de bunların yakılarak enerji açığa çıkmasını sağlar. Sperm de yumurtaya ulaştığında bu enerji ile daha güçlü kuyruk darbeleri yapabilir ve yumurtanın zarını delerek içine girmeyi başarır.
L-Karnitin’in bir diğer faydası ise, oksidatif stresi azaltarak DNA hasarlarının meydana gelmesini engellemesidir. Böylece sperm daha sağlıklı bir yapıda yumurta ile buluşur. Sağlıklı spermlerin döllenme yapma ve embriyo geliştirme kapasiteleri daha fazla olur. Düşüklerin ortaya çıkması da bu sayede azaltılır.
L-Karnitin’e en fazla ihtiyacı olanlar, epididimlerinde geçirilmiş enfeksiyonlara bağlı kalınlaşma olan ya da et ve süt ürünlerinden yetersiz beslenenlerdir. Vücutta L-Karnitin’in çalışmasını yöneten genlerde doğuştan yetersizlik olması da buna ihtiyacı artırır. Genetik defektleri her zaman kolayca ortaya koyamayız ama sperm hareketinde düşüklük varsa ya da oksidatif stres belirteçlerinde veya DNA hasarında artış olması durumunda bundan şüphelenilebilir. Böyle durumlarda dışarıdan L-Karnitin kullanılabilir. Kısırlık nedeniyle L-Karnitin tedavisi gören erkeklerin sperm değerlerinde anlamlı düzelme olduğu, bir çok çalışmada gösterilmiştir. Etkisinin görülebilmesi için tedavi süresi en az 2-3 ay olmalıdır. Ancak hemen belirtelim, spermlerde bozulma yapan tek neden L-Karnitin eksikliği değildir, bunun yanı sıra çok sayıda faktör de sorumludur. O nedenle bir tedaviye başlarken, sperm fonksiyonları çok yönlü araştırılmalı, olası diğer sebepler de uygun şekilde tedavi edilmelidir.
Netice olarak, seçilmiş hastalarda L-Karnitin kullanılması bir grup erkekte sperm hareketinin artmasında ve oksidatif stres ile DNA hasarlarının azalmasında faydalı olabilir. Şayet bu parametreler düzeldiyse, L-Karnitin tedavisinin faydalı olduğu söylenilebilir. Gebelik gelişmesi ise başka faktörlere de bağlı olduğu için, beraberinde bunlara yönelik tedbirlerin alınması uygun olacaktır.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/ sayfasında yayınlandı.
Resim https://openclipart.org