Kısırlık nedeniyle araştırılan her 10 erkekten birinde genital sistem enfeksiyonları sorumludur. Enfeksiyona çok sayıda mikroorganizma neden olabilir. Bunlar sıklıkla bakteri ya da virüslerdir. Daha nadiren mantar ya da parazitler de olabilir. Mikroorganizmalar testisten idrar kanalına kadar, sperm yolu üzerinde herhangi bir yerde yerleşebilir. Yerleştiği yere göre de ya spermin geçişini engelleyerek ya da fonksiyonlarını bozarak sağlıklı bir gebeliğe mani olabilir.
Testis iltihaplarına orşit denilir. Testisler sperm üretiminin yapıldığı yer olmaları nedeniyle enfeksiyonları sperm sayısını ve kalitesini önemli derecede etkiler. Erişkin yaşlarda geçirilen kabakulak enfeksiyonları her 4 erkekten birinde orşite neden olur. Bunların yaklaşık yarısı ise kısırlık problemi ile tedavi arayışına girer.
Sperm testisten çıktıktan sonra epididim dediğimiz yaklaşık 5 metre uzunluğunda çok ince bir kanaldan geçer. Epididim, spermin döllenme kapasitesi kazanmasında çok önemli bir bezdir. Buranın iltihaplanması sıklıkla tıkanıklığa neden olur. Şayet iki tarafı da tutmuşsa, neticede azospermi meydana gelecektir. Epididim, bel soğukluğu olarak bilinen ve Neisserria gonorrhoeae adlı mikroorganizmanın yol açtığı enfeksiyonların en fazla yerleştiği yerdir. Özellikle 15-24 yaş aralığı gençlerde rastlanılır ve korunmasız ilişkilerde cinsel yolla bulaşır. Epididim iltihapları tıkanıklık yapmasa bile, spermlerin kalitesini bozarak döllenme başarısını ciddi derecede düşürebilir.
Prostatit olarak bilinen prostat iltihapları ise genellikle 50 yaş üzeri erkeklerde görülür. Her yüz erkekten 14’ü, hayatı boyunca bir şekilde prostatitten etkilenecektir. Prostat salgısında çinko, sitrik asit, kalsiyum, fosfat gibi sperm sağlığı için gerekli ürünler yüksek miktarda bulunur. Enfeksiyonu durumunda bunların azalması neticesinde spermin kalitesi de bozulur. Prostat bezi içinde lökosit artışına bağlı hasar gelişmesi durumunda kanallarda da tıkanıklık gelişerek meni çıkışı engellenebilir.
Genital sistemde bir enfeksiyon yerleşmesi durumunda mikroorganizmalar spermin üzerine yapışarak hareketini engelleyebilir ve bu nedenle de yumurtaya ulaşmasına mani olur. Bunun dışında spermde şekil bozukluğu ve daha da önemlisi DNA hasarı gelişebilir. DNA hasarlarının döllenme başarısını azalttığı ve düşük riskini artırdığı çok sayıda çalışmada gösterilmiştir. Genital sistem enfeksiyonlarının bir diğer zararı ise, spermlere karşı antikor gelişerek immünolojik infertiliteye yol açmasıdır. İmmünoloijk infertilite, günümüzde hala üzerinde araştırmaların devam etiği önemli bir konu olma özelliğini korumaktadır. Erkekteki enfeksiyon etkenlerinin cinsel ilişki ile eşine bulaşması, kadında da kısırlık nedeni olabilir.
Bir erkekte seminal kanalda enfeksiyon varsa bunun belirtileri sıklıkla sperm parametrelerinde bozulma, meni çıkışında yanma, penis ucunda kaşıntı, uretradan sarı-yeşil pis kokulu akıntı gelmesi şeklinde kendini belli eder. Aktif dönemdeyse şiddetli testis ağrısı, skrotum üzerinde kızarıklık ve hassasiyet, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, yüksek ateş, pelvik bölgede ağrı gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler varsa en kısa zamanda muayene olunarak mikroorganizma aranmasına yönelik meni ya da idrar kültürü yapılmalıdır. Gerekiyorsa testler sonuçlanıncaya kadar bir antibiyotik tedavisi de başlanılabilir. Ancak klamidya, mikoplazma ya da virüs kaynaklı enfeksiyonlarda tanı her zaman kolay konamaz. Bunun için bazı özel testler gerekebilir.
Çok ağır seyrediyorsa hastanede yatırılarak gözlem altında tutulması faydalı olur. Enfeksiyon tamamen düzelene kadar cinsel ilişkiden kaçınılması ya da kondom kullanılması eşine de bulaşı önleyecektir.
Bu yazı https://www.cnnturk.com/saglik sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org