Cep telefonu ve bilgisayar, hayatımızın ayrılmaz parçaları haline geldi. Gündüz yetmiyormuş gibi artık geceleri yataklarımıza da girdi. Gerek yarım kalan işlerin yetiştirilmesi gerekse oyun amaçlı olsun, uykuya geçmeden önce bu cihazların kullanımı çoğu için normal bir uğraş ya da alışkanlık olarak kabul edilmekte. Benzer şekilde, yatakta televizyon seyrederken uyumak da bazıları için oldukça hoş gelebilir. Oysa bilimsel araştırmalar bu alışkanlıkların kısırlığa kadar gidebilecek tehlikeli bir süreç yarattığı yönünde bizi uyarmakta.
Mobil cihazların gece kullanılmaları üreme fonksiyonlarını değişik yollarla etkilemekte. Bir yandan hormonal dengeyi değiştirerek, diğer yandan da oksidatif stres ve DNA hasarlarıyla sperm kalitesini bozabilirler. Eşler arasındaki karşılıklı iletişimi kısıtlaması ve yarattığı ilişki problemleri de ayrı bir konu. Aynen televizyon gibi telefon ve bilgisayar ekranı da güçlü bir ışık kaynağıdır. Bunlardan 400-450 nanometre dalga boyunda ışın huzmeleri yayılır. Gözümüzde bulunan bazı reseptörler bu ışınlara daha fazla duyarlı olup, beyinden melatonin hormonunun salgılanmasını ayarlarlar. Melatonin günlük yaşantımızda son derece önemli bir hormondur. Hava karardıktan sonra artmaya başlar ve belli bir yüksekliğe eriştiğinde de artık yatma zamanının geldiğini haber verir. Bir bakıma melatonini, günün stresinin yarattığı travmaların onarılabilmesi için bizi dinlenmek üzere yatmaya zorlayan hormon olarak da görebiliriz. Gün ışığında ise düşük seviyede kaldığı için uyumadan çalışmalarımızı sürdürebiliyoruz. Melatonin eksikliğinin uyku bozukluklarına yol açtığı bilinmekte. Bununla birlikte, gece kullanıldıklarında mobil cihazların ya da televizyonun ekranından gelen ışık, melatonin salgılanmasını baskılar ve böylelikle normalde olması gereken yükselmesini engelleyerek uykuyu geciktirir. Oysa yeterli uzunlukta bir uyku süresi olması sperm sağlığı için çok önemlidir. Uyku bozukluklarının değişik mekanizmalarla sperm kalitesini bozduğu bilimsel araştırmalarda ortaya konmuştur.
Geceleri baskılanan melatonin sadece uyku düzenini bozarak etki göstermez, aynı zamanda yine beyinden FSH ve LH hormonlarının salgılanma düzenini de bozar. FSH ve LH, testiste sperm üretimi için temel gereksinimi olan hormonlardır. Çalışmalar, melatonin eksikliğinin bu hormonların kandaki düzeyini azalttığı, testosteronu düşürdüğü ve neticede sperm kalitesini bozduğunu göstermekte. Hayvanlarda da üreme dönemleri ışığa göre belirlenir. Buna dayanarak, gün ışığını taklit edecek şekilde yapay ortamlar yaratıp daha fazla yumurtlamaları da sağlanabilmekte. Koçların sürekli ışığa maruz bırakılmalarının, melatonin üretimini baskılayarak testislerde testosteron salgılanmasını bozduğu, bunun da sperm sayısını azalttığı gösterilmiş.
Melatonin bir diğer özelliği de antioksidan olması. Spermlerin içinde yüzdüğü plazmada zararlı oksijen metabolitlerini elimine ederek oksidatif stresi azaltır. Zaten cep telefonları ve bilgisayar gibi dijital ortamlar yaydıkları elektromanyetik dalgalarla oksidatif strese neden olup, spermlerde DNA hasarını artırır. Aynı zamanda melatonini de baskılayıp koruyucu etkisini ortadan kaldırınca, spermlerin kalitesi ciddi anlamda zarar görür. Bunun yanı sıra, yatakta diz üstüne konan bilgisayarın testisleri aşırı ısıtması da oksidatif stres ve DNA hasarı için önemli bir risk sebebidir. Bu tür cihazların gece aynı odada dahi tutulmaması, elektrikli aletlerden uzak kalınması sperm sağlığı bakımından çok önemlidir.
Yapılan anketler, gece bilgisayar ya da telefon ile meşgul olunması veya uzun süre televizyona dalınmasının eşler arasında iletişimi kopararak ilişkilerinin bozulmasına yol açtığını göstermekte. Üreme başarısının temelinde sağlıklı bir cinsel yaşam bulunur. Kısırlığın bir nedeni de cinsel ilişki kalitesinin bozulmasından kaynaklanır.
Netice olarak, gece geç saatlere kadar telefon, bilgisayar ya da televizyon karşısında kalınması üreme sağlığı bakımından zararlı olabilecek alışkanlıklardır. Uykuya yeterli zamanın ayrılması ise sperm kalitesini artıracaktır. Gün ışığı ne kadar gerekliyse, gecenin karanlığına da bir o kadar ihtiyacımız olduğunu unutmayalım.
Bu yazı https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org/